Koronavirüsler dünyaya yayılmak için klimaları kullandılar !..

Bu iddialı başlık ne kadar doğru yada doğru olma olasılığı var mı ? İncelemeye değer dedik ve bakalım yazı bizi nereye götürecek.

01.Korona virüsler klimaları kullanarak dünyaya yayılabileceklerini düşünecek kadar zeki yaratıklar mıdır ?

02.Klimaların bu kadar tehlikeli görevi üstlenmiş olmaları mümkün müdür?

03. Koronavirüsler ile Klimalar arasında bağlantılar var mı?

04.Klimalar covit-19 / koronavirüs yayılmasında en önemli görevleri üstlendiler mi ?

05. Klima ile yayılan hastalıklar nelerdir ?

06. Koronavirüslerin soğuk ortamlarda solunum sistemindeki hücrelerin içine girmesi ve aktif duruma geçmesinde klimalar nasıl kolaylık sağladılar ?

Koronavirüsler uzmanların ifadelerine göre soğuk ve nemli ortamları severler.

Sıcak ve kuru ortamlarda kısa süreler içinde yapıları bozulur. Hastalık yapacak özellikleri kalmaz.

Klimaların ortamı soğuk ve hafif nemli tutması virüslerin arayıpta bulamayacakları olanaklar değil mi ?

Koronavirüsler diğer tüm virüsler gibi sıcaktan hoşlanmazlar soğukta bozulmadan uzun süre sağlam kalabilirler. Hatta donmuş buzlar içinde özellikle buzullarda milyonlarca yıl yapılarında değişim olmadan bekleyebilirler.

Uçaklarda koronavirüsün yayılması yan yana oturan insanların birbirlerine bulaştırması ile olsaydı sayı bu kadar çok olmayacaktı. Korona virüsler klimanın yardımı ile tüm yolculara kolayca ulaşmayı başardılar. Böylece ucaktaki 200- 250 yolcu yeterli virüsü soluyarak farkına varamadan kolayca aldılar. Pilotların bölmesinde ayrı klimalar var ise büyük ihtimalle pilotlara virüs bulaşamadı. Hostes ve kabin görevlileri büyük ihtimalle virüsu aldılar ve uçak içinde yayılmasında kilit rol oynamaya başlamış olabilirler. İstatistiklerde uçak görevlileri arasında virüse yakalananlar oranı nedir? değerlendirmek faydalı olabilir.

Uçaklar her seferde yolcu değişikliğinde klimaları ile yeni yolculara da virüs bulaşmaya başladı. Virüsler dünyanın farklı ülkelerine yayılma olanağı buldular.

Uçaktan inen yolcular içinde hasta olanlar var olsa bile vücut ısılarının ölçülmesi ile bir sonuç alınamamış olacaktı. Yolcular soğuk ortamdan çıkıp tekrar soğuk ortama girdikleri için vücut ısıları normal düzeyin altında ve soğuk olacaktı. Dolayısı ile ölçümler işe yaramadan hastaları yakalayamadan ülkeye girdiler.

Vücudun ateşli olması için vücut sıcaklığın 36 C derecede olması ve savunma sisteminin tehlikeyi algılayıp virüsü bozacak kadar vücut ısısını yükseltmesi gerekir. Bunların olması için korona virüsün hücre içine yerleşip kendi kopyalarını ürettirmeye başlaması gerekir. Bunun süresi de 7-14 gün.

Kısaca uçakta virüsü kapan yada binmeden önce virüse bulaşmışlarsa bu kişilerin çıkışta ısı testleri ile bulunma olanağı yoktur. Sırf hareket olsun yada hasta olanları yakalamak amaçlı olabilir. Hasta olanlarda klimanın soğuk etkisi ile ateşleri normal gözükecek.

Kısaca termometre ile virüs avı korku-komedi… Toplum sağlığı için önemli zayıf kapıdır.

Dışarıdan gelen yolcuların korona testleri var mı yokmu buna bakılması gerekir.

Girişine izn vermek içinde Koronavirüs testinden geçmek gerekir. Şartı konulmalı.

Afrikada ve bazı ülkelerde ülke girişinde yolculardan

” korona testi belgesi”

armaktadır. Varsa ve negatifse ülkeye girişine izin veriliyor. Belgesi olmayanlar kesinlikle ülkeye alınmıyor.

diğer önemli Yapılması gereken: Klima filtrelerinin virüs açısından kontrolü. Yolcular dağılmadan bu kontrol yapılıp sonuç pozitif yani virüs var ise karantinayı çalıştırmak gerekir.

Büyük şehirlerde yaşam soğuk zincir tabirine eşdeğer klimalı ortamlardan klimalı ortamlara geçerek sürdürülüyor. Korona viirüsün tam da aradığı ortamlar.

Bunun anlamı farkına varmadan virüs taşıyıcı ve yayıcılar girdikleri her ortama ve klima sistemine virüsü bulaştırmaya başlarlar. Dolayısı ile hastalık kısa sürede onlardan onbinlere hatta yüzbinlere çıkacak rakamlara ulaştı.

Bu yazılar aklınıza yatı yada doğru olabilir diyorsanız ve çalıştığınız ortamda klimalar var ise ne yapacaksınız ?

Aklımıza gelen öneriler. İşi bilen uzmanlardan öneriler almak daha doğru olur.

01. Klimaların dışarıdan hava taeleme özelliği var ise bunu devreye sokmak.

02. Klima polen filtresinin hemen değiştirilmesi, Ve her hafta da bir değiştirmeye başlamak.

03. Hava nemlendirme sistemini devreden çıkarıp kuru hava dolaşımına geçmek. Virüsler kuru ortamı sevmezler.

04.Mevcut polan filtresinin virüs tahlilini yaptırıp gerçekle yüzyüze gelmek.

05. Kalabalık durumlarda klimayı çalıştırmamak. Dış ortam havalandırmasını için kapı pencereleri açık tutmak klasik pervaneli vantilatörler kullanılabilir.

06. Klimayı 23-25 derecelerde nemlendirme sistemi kapatılmış olarak çalıştırıp ortam ısısını yüksek tutmak akla gelir.

07. Klimaları günde 3 defa en yüksek ısılarda çalıştırıp filtrelerdeki virüsleri etkisiz hale getirmek de önerilebilir. Bu sistem virüsü bozup bozmadığı polen filtresi tahlillerinde ortaya çıkabilir. Sağlam virüs ile yapısı bozulmuş virüsü ayırt edeblen teknoloji var mı ? sorulabilir.

Klimalı işyerlerinde çalışıyorsanız veya bu ortamlara girip çıkıyorsanız , klimalı araçlarla seyahat ediyorsanız …..mutlaka sıkı bir maskeniz /hatta iki maske üst üste kullanıp araya kağıt havlu veya peçete konulabilir) olmalı ve kesinlikle maskesiz bu ortamlarda çalışmayın maskesiz girip çıkmayın önerilerini yapabiliriz.

şimdilik bu kadar devam edebilir……

Koronavirüs Covit-19 Korunma önlemleri 02 ve birkaç tez…

Korona virüs ile ilgili tezler, varsayımlar.

Bilimsel olarak gerçekliği kanıtlanmamış fikirler . Yeterli araştırma ve testlerden sonra doğruluk onayı yapılması beklenen düşünceler. Varsayımlar.

Korona virüs 26 C derecede etkisizleşir olduğunu iddia eden tezlerden biri.

Etkisizleşir den anlatılmak istenilen virüs işlevlerini yapamayacak, hücreye giremeyecek yada girse bile kendini çoğalttıramayacak. Yapısal olarak bozulacak.

Bu teze göre korunma önlemleri neler olmalıdır önerileri ?

1. Oda yada yaşam ve çalışma ortam sıcaklığını 25 C derece üzerinde olmalıdır.

2. Vücudunuzu sıcak tutun çok giysi giyin. Vücut ısısını normal değerlerde 36 C derecelerde olmasına özellikle dikkat edin.

3. Eksersizler vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir.Metabolizma hızını artırır. Günde 30 dakika egzersiz yapın, gerçekten terlediğinizden emin olun.

14. Korona virüs hava yolu ile bulaşır. Hastanın, virüs taşıyıcaların konuşma sırasında havaya yaydığı mini tükrük zerrelerinin sağlam insanların solunum sistemine ulaşması ile koronavirüs bulaşır.

Kalabalık ortamlarda ve insanlarla yakın olduğunuzda mutlaka maske kullanılmalı. Oksürürken, aksırırken,hapşırırken, sesli konuşurken mutlaka maske kullanılması gerekir. Kullanımda tek seferlik kağıt mendil yada peçete kullanmalı. Kullandıktan sonra atılmalıdır. Yüz ve el havlusu kullanılmamalı. Kağıt havlu kullanmalı.

2. Korona virüsün yayılması için ortam sıcaklığının düşük olması gerekir .Hastalığa yakalanmamak için Vücut ısısının 36C ‘nin altına düşürülmemeli.

Vücüt ısısı 36 C altındaysa korona virüsü çok hızlı çoğalır.

Klimalı ortamlar vücut ısısını normalin altına düşürdükleri için korona virüsünün aktif olması sağlanmış oluyor. Vücudun savunma sistemi 36 C decede çalıştığı için bu sıcaklıktaki virüslerin faaliyetlerini durdurabiliyorlar. Vücut ısısı düşünce savunma sistemi yavaşlayıp etkisini kaybedince virüs hızlı bir şekilde aktif oluyor ve hücreye girip kontrolü ele geçiriyor.

Virüsü alanların hasta olmadan 7 ila 10 günlük yakın geçmişinde soğuk ortamlarda bulunması bu fikri ve tezi doğrular görünüyor.

3. Virüs bulaştıktan sonra bünyeye göre bağışıklık reaksiyonu biraz zaman alacaktır ( 7-10 gün) . Hastalarda daha sonra yüksek ateş başlar. Yüksek ateşin anlamı vücut savunma mekanizması vücut ısısını artırarak virüsün yapısını bozmaya çalışır.

Bu süre içinde vücut ısısı 36.5 C derece veya 37 C yukarısında devam ettiğinde virüs zayıflatılmış yada öldürülmüştür. Vücüt gelişecek hafif bir bağışıklık tepki ile kendini kurtaracaktır.

4. Yüksek ateşi olan hastalar virüsü öldürebilir. Bu amaçlı yapılan izlemelerde viral tedavi olmadan da bazı hastaların iyileştiği gözlemlenmiş.

Bu hipotezin destekleri şunlardır :

1. Kurbanlar genellikle makul bir süresüre soğuk bir ortamda kalırlar
enfekte olduktan sonra, örneğin. koğuşta, otel, uçak kabinleri, hava-
klimalı ofisler.

2. Bu yıl hastalığın ilk çıktığı yerde iklim olağanüstü derecede soğuktu ve
hastalık kalıcı oldu

3. Tayland, Vietnam ve Malezya’daki hava sıcak, bu yüzden onların
salgınları kolayca kontrol edilir. Kore ve Singapur klimaları çok serin, bu yüzden hastalığı kontrol etmek zordur. Kanada yine çok soğuk, bu yüzden
salgın ciddi olabilir.

4 .Yüksek metebolizma hızına sahip olmak virüsün etkinleşmesini engelliyor. Çocuklar daha az hastalanırlar.

5. Yaşlılar ve Kronik hastalığı olanlarda metebolizma hızı düşüktür. Vücut ısılarıda normalden daha aşağıdadır. Dolayısı ile virüsün aktif olması yada hastalık yapması daha kolay olur. Bu guruptaki insanlar daha kolay hastalığa yakalanırlar.

6.Virüs kedilerde, köpeklerde, güvercinlerde, ördeklerde ve kazlarda bulunabilir hepsi çok yüksek metebolizma hızlarına sahip oldukları için virüs enfekte olamaz yani hastalık yapma özelliği kazanamaz.

Soğuk mevsimlerde bakımsız kalmış kedilerde grip benzeri hastalıklar görülür. Bu hayvanlar sıcak ortamlara girmeye çalışırlar. Bu örnekte bu tezi doğruluyor.

Çok çeşitli virüs taşıyan yarasalarda metebolizma hızı çok yüksek olduğu için virüsler hastalık yapma özelliği kazanamazlar. Metebolizma hızının yavaşlaması Yarasanın yaşamını sona erdirir.

7. Bazı gıdaların ve bitkisel ilaçların Metabolizma Hızını artırdığı iyi bilinir.

Metebolizma hızının artırılması ile hastalığa yakalanmama arasında sıkı bağlar var. Yaşam enerjisinin aktif tutulması savunma sisteminin temelini oluşturur.

Metebolizma hızımızı artıran beslenme ve yaşam sistemi hastalıklara direncimizide belirliyor denilebilir.

7. Hastalığın bulaştığı uçak kabinlerindeki yolcular hastalığı soğuk yerlere yayabilirler. Burada kilimalar da hastalığı tüm yolculara yayabilir.

Uçaklardaki klimaların ciddi şekilde dezenfekte edilmesi gereklidir.

Aslında tüm araçlardaki, uçak, gemi,otobüs,taksi, minibüs ve özal araçların klima polen filtrelerinin sık sık değişmesi gerekir.

Hastalığın yayılması duruncaya kadar çok insanların bulunduğu ortamlardaki klimaların en düşük 26 C derecede sıcak hava vermesi sağlanmalıdır.

Bu ısı virüsün aktif olmasını engeller ve

Vücüt ısısıları ortamların sıcaklığı dolayısı ile 36 C ın altına düşmez ve

Virüs alınsa bile hastalık ortaya çıkamaz.

Vucudun savunma sistemi 36 C da tam verimli çalıştığı için görevini rahatlıkla yaparlar. Virüs kalıntıları vücuttan bir süre sonra atılır.

……………………….

SARS virüsü ile koronavirüsu arasında benzer özellikler bulundu. Çin’in Askeri Tıp Bilimleri Akademisi’nde Bao Zuoyi ve Liu Yongjian’ın araştırmasına göre, SARS 4 santigrat derecesinde sabit kalıyor,

37 C derecede üç gün içinde aktifliğini kaybetti.

……………………….

Buradan anlaşılan hasta olanların 37 C de 3 gün sonrası virüsün etkisinden kurtulacağı anlaşılıyor.

……………………

Teorik olarak, covid-19 virüsü-SARS ve MERS de dahil olmak üzere koronavirüs ailesinin bir parçası-sıcaklığa duyarlıdır. Tüm virüsler, kapsid adı verilen bir protein kabuğunun içindeki bir nükleik asit molekülünden oluşur. Koronavirüs gibi bazı virüsler,, kabuğun dışında bir dış zara sahiptir. Zar/ Membran ısıya nispeten duyarlıdır.

…………………..

Coronavirus / Koronavirüs Covid-19 /2019 nCov /Nedir ? ve Korunma önerileri…

Sağlık kuruluşları ilgili kurumlar önemli çalışmalar yapmakta ve önlemler almaktadır.

Koronavirüsü salgını ile ilgili yapılacaklara birkaç öneride bizden…

Dikkatimizi çeken önemli noktalardan birkaçı , halkın ve esnafların önemsemediği yada önlem sırası gelmemiş görünen bize göre önemli mutlaka yapılması gereken konular…

Öneriler ;

Sürekli farklı kişilerle teması olan ve birinci derecede risk taşıyan görevlilerin maske ve eldivene önem vermeleri gerekir.

Bu kişiler sürekli virüs yayma konumunda oldukları için hem kendilerini hemde konuştukları kişileri korumaya almaları gerekir.

1. Dükan, mağaza ve alışverişte çalışan Kasa görevlilerinin Maske ve Eldiven Kullanması.

2. Banka memurlarının Maske ve Eldiven Kullanması, müşteriler maskesiz ve eldivensiz içeri alınmamalı.

3. Bilet satışı yapan görevlilerin Maske ve Eldiven Kullanması

4. Taksi, Minibüs, Otobüs, tren ve toplu taşıma araçlarında klimaların kapatılması ve pencerelerden sürekli taze hava ile ortamların havalandırılması. Seyahatlerde mutlaka maske ve eldiven kullanılması. Uçaklarda nasıl bir çözüm yapılır uzmanlara danışmak ve özellikle maskeyi eldiveni mutlaka kullanmalı.

5. Hastane ve sağlık kuruluşlarına Maskesiz ve eldivensiz girişin önlenmesi gerekir.

6. Hasta muayene edilen yerlerde klima çalıştırılmamalı. Mümkünse pencerelerden sürekli hava tazelenmesi yapılmalı. Ortamdaki hava sürekli yenilenmeli. Gerekirse normal vantilatörler ile ortam havası pencereye yönlenirilmeli, Bekleme salonlarına maskesiz hasta ve yakınlarının girişleri durdurulmalı.

Önce biraz bilgilerimizi tazeleyelim sonrası önerilere devam edelim..

Korona virüsü /covid 19 / nedir?

Korona adını çevresinde bulunan taç benzeri çıkıntılardan almış. Korona=Taç . Aslında bir tür Grip virüsü olduğu uzmanlarca ifade ediliyor. Grip virüsleri içinde taçlı virüsler türündenmiş.

Korona virüsünün ciddi olmasının nedenleri nelerdir ?

1. Koronavirüsu bir canlıya bulaşınca canlı hücrelerin yönetimini ele geçirir ve kendini çoğaltmasını sağlar. Her yeni çoğalmada farklı bir özelliğe bürünür. Bu nedenle hücreler eski corona virüsünü benzemediği için yanılırlar.

Bağışıklık kazanmaya imkan vermemesi tehlikeli özelliğinden birirdir.

Ben hasta oldum, bağışıklık kazandım artık tekrar hasta olmam diyemiyorsunuz.

Mutasyon denilen çoğaltılırken farklı bir yapısal yada bilgisel özellik taşıması. Vücüdun koruma hücrelerinin geliştirdikleri savunma bilgisinin işe yaramamasını sağlayarak düşman olarak görünmeden hücrelerin içine girebilmeleri.

2. Korona virüsü hücrelere düşman olarak görünmemesi.

Hücre koruma sistemi koronavirüsünü dost eleman gibi algıladığı için hücre içine girmesine izin vermesi. Önlem alamadan virüs hücreyi ele geçirmiş oluyor.

Hücrenin güvenlik sistemini güvenilir görüntüsü oluşturup kolayca geçebiliyor. Hücre fark ettiğinde çok geç oluyor. Vürüs kendini hızla çoğaltırıp daha çok hücreye geçiyor ve hücreler kendi işlevlerini bırakıp sırf virüs üretmeye çalıştıkları için bulaşan bölümlerdeki görevler yapılamadığı için ciddi sıkıntılar başlıyor.

Virüsler mikobik canlılar değildir. Virüsler kendi başlarına yaşama özellikleri yoktur. Beslenme,soluma, üreme ve diğer canlı mikrop özellikleri yoktur. Kendi başlarına üreyemezler. Belirli bir ısının üzerinde yapıları bozulur. Etkileri kaybolabilir.

Virüsler organik bilgi taşayan organik parçacıklardır da denilebilir.

Virüsler ne tür bilgiler taşıyor : Özellikle korona virüsü ne tür bilgiler taşıyor. Bu konuda yazılı bilimsel içerikli bilgilere henüz ulaşamadık.

Sadece varsayımlar /bilimselliği kanıtlanmamış/ fikirler var.

1. Virüsler; canlıların daha sağlam yapılar geliştirmeleri için onları test eden ve daha dirençli olmalarını sağlamaya yarayan organik parçacıklardır. Doğanın bir nevi daha güçlü canlı hücreler için doğal eleme yöntemi gibi de denilebilir.

Virüslerin zayıf canlıların elenmesi daha güçlülerin yaşamda devam etmesini sağlayan doğa kanununa uygun çalıştıkları varsayımı. Dünyadaki canlılığın sürekli sağlam devam etmesi için bir araç.

Doğadaki zayıf ve hasta hayvanların avlanması ve sağlıklı ve güçlülerin yaşama devam etmesini sağlayan doğa kanunu. Mikro alanda çalışan doğa kanunu da denilebilir.

2. Belkide virüslerin henüz çözülememiş sırlarından biri: Taşıdıkları ve ne olduklarını bilmediğimiz özel bilgileri milyonarca yıldır taşımaya devam etmeleri…Koruyarak sürekli sağlam tutmaya çalışmaları.

1. Konuşma sırasında havadan karşıdaki ve o ortamdaki kişilere solunum-nefes alıp verme ile bulaşması.

2. Öksürme sırasında mikro/küçük tükürük taneleri üzerine yapışan corona-19 karşıdaki ve civardaki kişilerin solunum yollarına bulaşması.

3. Klimalar ile ortama virüsün sürekli yayılması. Dış ortamdan temiz hava alabilen klimaların kullanılması. Sadece iç ortam havasını dönderen klimalar virüsün yayılmasında etken olabilir.

4. Klimalardaki filtrelerin En geç haftada bir değiştirilmesi. Faydalı olabilir.

5. Mümkünse kalabalıkta klimaların çalıştırılmaması önerilebilir.

6. Ortam havasını dönderen dışarıdan hava almayan klimaların çalıştığı mekanları sık sık taze hava ile havalandırmakta fayda var. Klima filtrelerinin haftada bir (uzmanlara sorup) değiştirilmesi. Klima filtreleri virüsleri süzebiliyor mu uzmanlara sorulabilir.

7. Ellerin özellikle sabunlu su ile temizlenerek bulaşan virüslerin mekanik olarak su ile atılması gerekiyor. Dış ortamdan eve gelindiğinde önce ellerin sonra yüzün bol sabunlu su ile yıkanması bulaşan virüslerin atılması için gerekli.

8.

Virüsler nedir?

Özellikleri nelerdir? kısaca derlenmiş bilgiler.

Virüslerin çoğalma teknikleri :

Virusların çoğalması diğer canlılardan farklılık göstermektedir. Virusların çoğalabilmeleri için mutlak suretle canlı hücreye ihtiyaç vardır. Virusların cansız materyal üzerinde üretimi henüz mümkün olmamıştır. Viruslar kendi kendini sentezleyip yenileyebilmektedirler. Virusların bu şekilde çoğalması olayına “replikasyon” denilmektedir.

Replikasyon, transkripsyon ve translasyon olmak üzere iki safhada gerçekleşmektedir.

Transkripsyon Safhası: Nükleik asitin bir yenisinin oluşturulması olayına “transkripsyon” denilmektedir. Virus hücre ile temasa geçtiğinde protein kılıf nükleik asitten ayrılır ve replikaz enzimi yardımı ile RNA’ nın kopyası oluşturulur.

RNA viruslarınde transkripsyon safhası stoplazmada gerçekleşir. DNA viruslarında ise protein kılıfından ayrılarak hücre içerisine giren nükleik asit ilk olarak hücre çekirdeğine göç eder. Sonra polimeraz enzimi yardımı ile DNA’ nın kopyası yapılır. Kopyalanan DNA’lar stoplazmaya geçiş yaparlar. Translasyon Safhası: Virus partikülleri için gerekli olan proteinlerin sentezlenmesi olayına translasyon denilmektedir. Hücre içersinde sentezlenen virus RNA’ sı mRNA görevini üstlenerek bitki hücresine ait ribozomlarda virüs partikülleri için gerekli protein alt ünitelerini sentezler. Sentezlenen protein alt üniteleri daha sonra nükleik asit etrafında birikerek yeni virus partikülleri oluşturulur.

DNA viruslarında ise stoplazmaya geçiş yapan DNA’ lar RNA viruslarında olduğu gibi bitkinin ribozomlarını kullanarak protein kılıfını oluştururlar. Bu iki safha sonucunda oluşan virus partikülleri enfeksiyon oluşturmak üzere plazmodesmatolar aracılığı ile komşu hücrelere, oradan da iletim sistemine geçiş yaparak çoğalmalarını devam ettirirler.

İletim sistemine geçene kadar yavaş olan çoğalma hızları iletim sistemine ulaştıklarında artış göstermektedir.

Virüs Çeşitleri :

Bitkisel virüsler: Bitkilerde hastalık yaparlar. Kalıtım maddesi olarak hepsi sadece RNA taşırlar. Tütün, patates, marul ve salatalık mozaik vi­rüsleri gibi.

Hayvansal virüsler: İnsanlarda ve hayvanlarda hastalık yaparlar. Kalıtım maddesi olarak bazılarında DNA, bazılarında RNA bulunur. – 

DNA içerenler: Uçuk, su çiçeği, kızamıkçık, çiçek hastalığı – RNA içerenler: Çocuk felci, Hepatit – A, sarı humma, kızamık, kabakulak, grip, AIDS , Korona virüsü .

Bakteriyofajlar: Bakteri içinde yaşar ve onu öldürür. Kısaca faj’da de­nir. Kalıtım maddesi olarak sadece DNA bulundururlar. Her bakteriyo­faj çeşidi genellikle ayrı bir bakteri türünde (suşunda) bulunur.

Virüslerin özellikleri:

a. Hücre içi mecburi parazitlerdir.Bunun nedeni; enzim sistemlerinin ve sitoplazmalarının olmayışıdır. Enzim olarak yalnızca konak hücrenin zarını eritebilecek bir tek çeşit enzim taşırlar.

b. Konak hücre dışında tamamen cansız olup, ancak canlı vücuduna girdikten sonra canlılık özelliği gösterirler. Bu yüzden virüsler; tabiatta hem canlı, hem cansız özellik gösteren tek varlıktır.

– Canlılık özellikleri= Çoğalabilmeleri

– Cansızlık özellikleri = Kristalleşebilmeleri

c. Her virüs çeşidi vücudun belli hücrelerine girer ve çoğalır.  – Kızamık, siğil, su çiçeği virüsü deride. – Kuduz virüsü beyin ve omurilikte. – Sarı humma virüsü karaciğerde.

d. Virüsler antibiyotiklerden etkilenmezler. Sebebi; enzim sistemlerinin olmayışı ve canlı hücre içinde yaşamalarıdır.

e. Virüsler, fiziksel ve kimyasal faktörlerden etkilenirler. Örneğin; pH, radyasyon, yüksek sıcaklık ve kurutma gibi faktörler.

f. Hücreler bazı virüslere karşı bağışıklık kazanmakta olup, aynı virüs tarafından ikinci kez enfekte edilemezler.

Bu hücreler virüslere karşı in­terferon denilen savunma maddelerini üretirler. Kızamık, kabakulak, kı­zıl gibi.

İnterferon Nedir ?

Hücrelerin virüslere karşı oluşturdukları özel savunma maddesi.

Başta viral enfeksiyon olmak üzere ve diğer mikroorganizmalara cevap olarak konak hücreleri tarafından salınan, bağışıklığın düzenlenmesinde, özellikle tümör hücrelerine karşı koymada ve doğal öldürücü hücreleri aktive etmede etkinlikleri olan doğal glikoproteinler.

İnterferon alfa; çeşitli akyuvarlardan salınır, antiviral ve tümör hücrelerine karşı etkinliği olan interferonlar, interferon beta (IFN beta); fibroblastlar, epitel hücreleri ve makrofajlardan salınır, virüslere karşı etkili interferonlar, gama (IFN gama); T-lenfositlerden salınır, bağışık cevabın düzenlenmesinde rol alır.

Daha teknik içerik için aşağıdaki link okunabilir.

https://microbiologybook.org/Turkish-immunol/immunolchapter13turk.htm

Virüsler Enzim olarak yalnızca konak hücrenin zarını eritebilecek bir tek çeşit enzim taşırlar.

Virüsü etkisizleştirme konusunda çözüm ile ilgili bilgiler/Alıntılar :

“….İbrahim Benter’e göre, araştırmacılar, Covid-19’un genom haritası kullanılarak üretilen numuneler üzerine yaptıkları çalışmada koronavirüsün insan hücresine nüfuz etmesini sağlayan “anahtar” enzimi tespit ederek, kendi çalışmasını da doğruladılar.Kaynak: Prof. Dr. İbrahim Benter, önerdiği metodun doğrulandığını belirtti…

“Bizim yapmamız gereken bu virüs vücudumuza girdikten sonra zararını nasıl önleyebiliriz? Benim 1991 yılında Amerika’da Cleveland Clinic Hastanesinde başlattığım çalışmalarda yeni bir sistemi ortaya çıkardık. Bulduğumuz yeni sistemde “angiotensin proteini” var. Biz bu proteini değişik şekillerde çalıştık ve birçok hastalığa da çare olabileceğini gösterdik. Dünyanın birçok yerinde bu sistemler üzerine çalışıyorlar. Burada virüsle ilgili önemli olan bilgi şudur: Bir virüs vücudumuza girdikten sonra hücrenin içine girebilmesi için bu proteini kullanıyor. Yani angiotensin dediğimiz protein kapı görevi yapıyor. Virüs bu proteine bağlanıyor, hücrenin içine giriyor ve problemleri çıkarıyor. Biz daha önce yaptığımız çalışmalarda bu kapıyı kapatabileceğimiz, bu proteini durdurabileceğimizi gösterdik. 

Eğer bu virüsle ilgili çalışmalarda bunu başarıp, bu proteini durdurursak kapıyı kapatmış olacağız. Virüs hücrenin içine giremeyecek ve zarar veremeyecek. Yani insan vücuduna virüs girmiş olsa bile hastalanmayacak, zararı önlemiş olacağız.”

“….

sars-cov-2 yani eski adıyla 2019-ncov halk arasında (yanlış) bilinen adıyla corona virus; yüksek ihtimalle hücrelere ace2 reseptörü vasıtasıyla girip, konakçı hücreden tmprss2 reseptörü vasıtasıyla çıkıyormuş.
bundan yola çıkarak

Corona virüsü için elimizde iki seçenek var,

1. Ace2 reseptörünü bloklayıp, virüsün hücreye girişini ya da

2. Tmprss2 reseptörünü bloklayıp hücreden hücreye geçişini engelleyeceğiz.

işin güzel yanı, elimizde bu tmprss2 reseptörünü bloklayan bir ilaç halihazırda var. bu ilacın adı camostat mesylate ve şu an dünya üzerinde sadece japonyada kullanımına izin verilmiş bir kanser ilacı.

sars-cov-2 üzerinde etkili olup olmadığına dair klinik çalışma yok ama bazı yerlerde hastalara bu ilacın verildiği ve gelişmelerin takip edildiği söyleniyor. İlaç son derece ucuz, neredeyse 20 tanesi bir dolara denk geliyor ve yapısı nispeten basit, yani toplu üretimi ve dağıtımı organize edilebilecek bir şey…….https://eksisozluk.com/ace2–4844940

Camostat Mesylate ? Corona virüsüne etkili çözüm olabilir mi ?

İlgilenenler için yabancı dilde yazılar…

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4774534/

https://www.thehansindia.com/hans/young-hans/drugs-that-may-protect-against-novel-coronavirus-study-610168

devamı gelebilir…

Güvensizliğin Reçeteleri 2

1. Hiçbir kimse, hiçbir ürün, hiçbir araç, hiçbir gereç, hiçbir şirket, hiçbir kanun,hiçbir kurum, hiçbir alet,hiçbir makina,hiçbir ilaç, hiçbir yöntem,hiçbir bilimsel kanun,

tam olarak güvenli değildir.

2.Hiçbir kimse, hiçbir ürün, hiçbir araç, hiçbir gereç, hiçbir şirket, hiçbir kanun,hiçbir kurum, hiçbir alet,hiçbir makina,hiçbir ilaç, hiçbir yöntem,hiçbir bilimsel kanun,

tam olarak güvensiz değildir.

3.Hiçbir kimse, hiçbir ürün, hiçbir araç, hiçbir gereç, hiçbir şirket, hiçbir kanun,hiçbir kurum, hiçbir alet,hiçbir makina,hiçbir ilaç, hiçbir yöntem,hiçbir bilimsel kanun…

tam ve mükemmel değildir.

4.Sınırlı Güven vereceğiniz kişileri doğru seçmelisiniz.

5.Sınırlı Güven vermeyeceğiniz kişileri doğru seçmelisiniz.

6. Güven genel bir kavramdır. Tek başına kullanılmasının bir anlamı yoktur ve karşılığında beklentiniz olmamalıdır.

“….Sana güveniyorum… , ….kuruma güvenim sınırsızdır…, onlara güvenim tamdır… çocuklarıma güveniyorum…., aracıma güveniyorum…, … makinaya güveniyorum…. , işyerime güvenim tamdır…. ”

Bu ifadeleri sık kullanırız ama gerçekte ve gerçeklikle ilgisi yok denecek kadar az yada yoktur…

Gerçek Güven sınırlı maddeleri kapsar .

“… sana unlu tatlıları güzel ve lezzetli yaptığın için güveniyorum…bu konuda olumsuz bir durumla karşılaşmayacağıma güveniyorum….”

“….et yemeklerinde lezzetli yapacağına güvenim yoktur…”

“…….kurumun halkla ilişkiler bölümü istediğim bilgilere bana vereceğine dair güveniyorum. Bu konularda beni yanıltmayacaklarına güvenim vardır…”

“….kurumun işlerimi tam zamanında bitirecekleri konusunda güvenim sınırlıdır…işlerim bazan tam zamanında bazan çok geç yapılıyor”

“…..çocuklarıma ders çalışma konularında ciddi çalıştıklarına güveniyorum. …”

“….çocuklarımın en ufak fırsatta ders çalışmalarını bırakıp oyun oynayacaklarına güvenim tamdır….”

” aracıma kuru havalarda fren yaptığımda istediğim yerde durabileceğine güveniyorum…”

“…aracımın yağmurda fren mesafesi hakkında güvenim yoktur. tam olarak kaç metrede duracağını bilemiyorum… sürekli değişkenlik yapıyor”

“…. makinamın bakımlarını aksatmadığım sürece günde ……adet iş çıkaracağına güveniyorum…”

“… nolu dişlideki arızanın makinamı ne zaman durduracağına güvenim yoktur

“….işyerime ay sonları maaşımı zamanında vereceğine güveniyorum…bu güne kadarki edindiğim deneyimlerimle” “….. gelecekte bu işyerinde çalışacağıma dair güvenim yoktur…”

Sınırlı Güven ile ayaklarınız gerçekte olur. Yada karşı tarafa tam ve doğru bilgi verirsiniz. Karşı tarafta acaba benden neler bekliyor, yada bana nasıl ve hangi konularda güveniyor gibi kafa karıştıran sorular sordurmamış olursunuz.

Hangi konularda güveniyorsanız yada güvenmiyorsanız onları maddeler halinde açık ve net anlatın.

7. Kendinize ve hiçbir kimseye sana her konuda güveniyorum. Güvenim Tam ve sınırsızdır. Demeyin.

8. Kendinize ve Hiçbir kimseye tam olarak güvenmiyorum demeyin.

9.Sınırlı konularda güvenmediğiniz kişiler , kurumlar, kanunlar, ürünler, araçlar,gereçler, şirketler,makinalar,ilaçlar, yöntemler, bilimsel kurallar düşmanınız değildir.

10. Size sınırlı konularda güvenmeyenler içinde düşmanları değilsiniz.

11. Ben kendime Güveniyorum. Sınırsız güvenim tamdır. gibi genel bir ifadeye kendiniz de inanmayın. Uluorta hava atar gibi her yerde kullanmayın.

Kendinizi kandırmayın, İnsanları kendinize güldürmeyin.

12. Sana güvenim tamdır diyenlere de inanmayın. Gizli amaçları nedir soruşturun. Sizi gaza getirip ne gibi bir tuzağa düşüreceklerini düşünün.

Sizde kimseye bu sözleri söylemeyin. Başka amacınız yoksa. Dürüstseniz.

13. Yakınlarınıza , arkadaşlarınıza Bana her konuda güvenebilirsiniz gibi büyük görünen sözler söylemeyin. Hava atmayın.Palavra sıkmayın.

Bu sözün karşı tarafta nasıl anlaşıldığı konusunu tam olarak bilemezsiniz.

Aklınıza gelmeyen konularda Güven verdiğiniz anlaşılır ve bunu karşılayamadığınızda “..boş konuşan biri…” damgası yemekten kurtulamazsınız…

“Ben o konularda Güven vermeyi kastetmemiştim…” deseniz bile inandırıcı olamazsınız.

Güvenle ilgili itibar bir gitti mi kolayca geri gelmez.

En iyisi ” Bana her konuda güvenebilirsiniz.” sözünü hiç kullanmayın. Gelecekte sorunlarla uğraşmayın.

Güven vereceğiniz konular varsa açık ve net maddeler halinde yazın ve sadece bu konularda güven vereceğinizi söyleyin. Ve onları da tutun. Mümünse. Daha sonraları tutamayacaklarınız olursa açık ve net güven listenizi yenileyip ilgililere söyleyin yada yazılı sunun.

Güven listeniz sınırlı ve az sayıda olmalı. Lüzümundan fazla yük almanında bir anlamı yok değil mi?

14. Durun…

Çevrenizde sınırsız güven duyduğunuz kişileri listeleyin.

Sınırsız Güveni onlar mı vermiş?

Yoksa siz onların böyle bir güven verdikleri duygusuna mı kapılmışsınız?

Bu kişilerin gerçek Güven verdikleri konuları listeleyin. Geçmişle ilgili değerlendirme yapıp listeyi yeniden düzenleyin.

Gerekirse onlara bu listeyi sorun onay ve imza isteyin. Kısaca gerçekle bağlantısını kurun.

15. Güven verenler içindeki Güvensizleri netleştirin. Geçmişlerine bakın açık ve net belli olur. Eğer iyice gizlenmedilerse. Netleştiremezseniz bu konuda uzmanlara danışın. Onlarda çözemiyorsa.

Sınırsız Güven verenler arasında arayın. Bulursanız ne mutlu size bulamazsanız paronayak dünya bakışını kullanmakta fayda olabilir.

“Paronayak dünya bakışı “

Bu konuda ilginizi çekebilir. Bir sonraki yazıya bu konudan devam edilebilir…

devamı gelecek……..

Güvensizliğin Reçeteleri …

yeni yazılar geldi…..

Genelde nasıl güvenli insan olunacağı konusunda çok şeyler söylenir, anlatılır.

Biz bu defa tek taraflı güvenilir olmaktan, tek taraflı güven vermekten sıkılmış , ve güvendiği dağlara sürekli karlar yağmış kişilere önerilerde bulunalım ve onlara güven vermeden ve güven duymadan da huzurlu olunabileceği bilgilerini ve güvensizliğin reçetelerini verelim.

Umarız bu reçeteler ile

Hayatlarını sıkan, onları huzursuz eden, aşırı sorumluluklar yükleyen “tek taraflı aşırı güvenli biri olma” , güvenecek birilerini aramaktan yorulmuşları sıkıntılarından kurtaracak öneriler getirir.

………………….

1.Güven vermeden ve

2.Güven duymadan da huzurlu olunabileceği bilgilerini ve

3.Güvensizliğin reçeteleri ….

1. Güven vermemek ne demektir? Bunun akla gelen ilk anlamlarından biri;

Şimdi yakın çevremizdekilere güvenilir biri olmadığımızı nasıl anlatırız ile başlayalım.

Şartlı güvensizlik sağlamak. Önceden belirlenmiş konularda güvenilir olmadığınızı açık net hatta yazılı olarak anlatmak.

Bunu yaptığınızda ……. konularında güvenilmez biri olduğunuz belgelenmiş ve …. konularında güvenilmez biri olarak tescillenmiş olursunuz.

“Dört. konuda Bana Güvenmeyin ”

Güvensiz biri olmak istiyorsak. Evet açık ve net bir ifadeyle yakınlarımıza bu sözü söylemek gerekir. Arkadaşım, dostum, canım, bitanem, aşkım, bey kardeşim, hocam, üstadım, babam, annem,teyzem,dayım, yengem, oğlum,kızım, gelinim, kayınvalidem, kayınpederim, kardeşim, ninem,dedem, sayın komşularım v.b………

1. Bana güvenerek borçlanmayın, Ben ödeyemezsem o mutlaka öder demeyin peşinen ödemeyeceğim diyorum.

2. Bana güvenerek işe başlamayın, bir faaliyette bulunmayın , zorda kalırsanız destek olmayacağım.

3.Benden güç alarak dayılık yapmayın, Kendinizi zor durumlara sokacak işlere bana güvenerek girmeyin. Kesinlikle destek olmayacağım.

4. Bana güvenerek “o bizi kurtarır “hayalleri kurmayın…… Kendinize güvenerek işe giriyorsanız girin. Kesinlikle kurtarmam, çabada göstermem.

Dört Konuda size ,sana ve sizlere kesinlikle destek olmayacağım. Bu böyle biline. Bende sizden aynı konularda destek beklemeyeceğimi de peşinen söylüyorum. Bu söz ile siz bana güvenmeyin, bende size güvenmeyeyim . Mesajı verilmiş olur. Böylece alacak verecek de sıfırlanmış olur. Kimse kimseye alacaklı yada borçlu durumda kalmamış olur.

…………………

Şimdi genel bir durum değerlendirmesi yapalım. 4 konuda en yakınlarınıza güvenilmez olduğunuzu belgelediniz. Şimdi neler hissediyorsunuz?

Oh be …. 🙂 hah…haah….ha … 🙂 üstümden dünyanın yükü kalkmış gibi oldu. Bu güne kadar bu kadar rahatladığım başka bir günüm olmamıştı… Sanki kuş gibi hafifledim. Yüzümde gülümsemeler olmaya başladı. Kontrol dışı gülme moduna girmiş durumdayım. Çevremdekiler ” sana birşeyler olmuş , seni bu kadar huzurlu ve mutlu görmemiştik, neler oldu anlatsana…”demeye başladılar. 4 konuda Güvenilir olmamanın bu kadar faydalı ve iç huzuru vereceğini düşünmemiştim 🙂

Daha çok konuda güvenilir olmamanın getirilerini merek etmeye başladım.

…………………………………………

Bazılarımızda kendini kötü hissetmeye başlayacak. “-Bu günden sonra kimse bana güven duymayacak. Ben şimdi onun, onların yüzüne nasıl bakacağım. Güvenilmez biri olmak ne kadar da kötü imiş. Kendimi çok yanlız hissetmeye başladım. 🙁

Dostlarım arkadaşlarım, yakınlarım, akrabalarım artık benim yüzümü görmek istemeyecekler. Beni defterlerinden silerler artık… Sırtıma dünyanın tüm yükleri, sıkıntıları binmiş gibi hissetmeye başladım. Doktora mı görünsem acaba… depresyonun kucağına oturduk galiba…Ben bu hatayı nasıl yaptım? Kimlerin aklına uyup ta Güvensiz biri olmanın huzur getireceğine inandım . Güvensiz biri olmak bana iyi gelmedi. Kendimi yalnız biri gibi hissetmeye başladım… Bir an önce tekrar güvenli biri olmanın bir yolunu bulmalıyım. Bu sayede çevremde güvenilir birileri olduğunu zannetmenin güveni ile yaşamam gerekir. Güvenilir olmamak beni aştı galiba… 🙁

……………………………….

Bazılarımızda…. “Bende herhangi bir etki yapmadı . İç huzurumda da bir değişme olmadı. Neysem o hala…Benim algıladığım yapılanın doğru olduğu, yazılı yapmanında faydalı olacağı oldu. İlginç bir denmeyim olurdu. Çevremdeki insanlarla daha doğru iletişim kurmamda işe yarayacaklarını düşünürüm. Dürüst kişilerin olumsuz tepki vereceğini zannetmiyorum. Sadece art niyetli olanları aşırı tepki vereceklerini , suçlamalara yelteneceklerini düşünürüm. Onlarda o kadar önemli kişiler olmadıklarını belgelemiş olurlar.”

………………..

2.Güven duymadan da huzurlu olunabileceği bilgileri :

Burada ki Güven sınırsız , kapsamı kişiden kişiye değişiklik gösteren, zamanın, koşulların, çağın, olayların değişimi ile değişen geniş anlamdaki Güvenden bahsediyoruz.

Böyle bir Güven yok. Var deseniz bile yok. kimseyi, kimseleri bu kadar büyük bir yükün altına sokamayız. Kendimizide.

1. ” Ona sınırsız güvenim vardı….” Bol keseden kullanılan ” sınırsız güven duygusu “Yok böyle birşey. Hiçbir kimse bir yakınına veya kendine bile böyle sınırsız güven veremez. Bilimsel olarak imkansız. Verdiğini iddia edenler bilinki yalan söylüyorlar. Bunlar güvenilir görünen güvenilmezlerden biridir.

İşte güvenilirlik maskesindeki güvenilmezlerin bir özelliği. Bana sınırsız güven veya bana her konuda güvenebilirsin. Bunu birileri veya birisi diyor ise durun ve bu kişinin kim olduğunu ve bu sözün arkasında ne kadar duruyor sorgulayın. Yada hemen yüklü bir miktarda borç isteyin…kısaca sıkı testten geçirin.

Yazılı olarak hangi konularda güven verdiğini ve ne için bu güvenleri erdiğini sorun. Size bukadar büyük açık çeki verirken sizden neler bekliyor öğrenmelisiniz. “Beni seviyor ondan böyle büyük güven veriyor .” demeyin. Buna kargalar bile güler. Kimse sevdiğine bile böyle büyük güven veremez, verdiğini söyleyen de gerçekte amacı başkadır.

2.” Oysaki ben ona ne kadarda çok güvenmiştim…”

Peki o ona ne kadar güvendiğinizi ve hangi konularda güvendiğinizi biliyor mu? Ona güveninizin detaylarından bahsettiniz mi?

“Ne kadarda çok ” bu da nedir? herkes her yerde bu ifadeyi kullanır ama anlamını kim biliyor ? Yani sınırsız güvenden mi bahsediliyor… başkalarına güvenmediğinden daha çok mu… anlamında.

Kimseye , herhangi bir şeye, olayda ,kanuna, doğa olayına, alete, araca …..ve benzerlerine böyle bir güven duygusu beslenmemeli…

Böyle bir şey mümün değil… Hiç bir kimse , hiçbirşey mükemmel değildir… her an bozulabilir.. ona duyulan güvenleri sarsabilir, dolayısı ile böyle bir iddiada da bulunmazlar…” bize sınırsız güven…”

3. “Güvenimi boşa çıkardı…”

Tabiki çıkarır. Çıkaracaktır. Çünkü o güvenilir görünen güvenilmez olabilir.

İyide hangi konuda güveniyordun da o güvenlerini boşa çıkardı. O bu konularda ona güvendiğini biliyor muydu? Bu konuda güvenini boşa çıkarmanın bedelinin ne olacağını ve bu bedeli ödemesi gerektiğini de biliyor muydu?

“-Ben güvenimi boşa çıkardı diyorum sen neden bahsediyorsun ? “diyeceksiniz.

Güvenini boşa çıkarması sizi yıkacak bir duruma soktu ise sizin bu riski önceden tahmin etmeniz gerekmez miydi.

Yok önemli değil. “Ona güvenim sarsıldı o kadar” ise yinede boşa çıkarılan güvenlerin listesini çıkarmak gerekir. Belkide o sizin ona bu konularda güvendiğinizden bile haberi olmayabilir.

Bilerek yaptı ise güvensizler listenize yazarsınız veya mahkemede hesaplaşırsınız.

Güvenilir Görünmek oyununu oynayanlar….

Birde 4 konuda güvenilir olduğunu söyleyenleri inceleyelim….

4 konuda bana güvenebilirsin (iz) mesajını verip daha sonra yan çızmek..

Ben öyle birşey demedim, Kim bu kadar büyük güven verebilir, Şaka yapmıştım…yokasa inandın mı? çok safsın… Hani yazılı birşey var mı ? Söz uçar…Böyle bir söz verdiğimi kim söyledi ? Doğru söz vermiştim ama şimdi vazgeçtim. Söz benim değil mi ? vazgeçme hakkımı kullanmak istedim. ne var bu kadar büyütecek.

Halk deyimi ile Döneklik durumu. Sınırlı konularda Güven verip daha sonra arkasında durmamak. Yalan söylemek.

Yada resmi anlaşmalar imzalayıp sonra anlaşmalara uymamak. Mahkemelik durumlar. Güven sarsmak ve güveni kendi çıkarı ve karşı tarafı zor durumda bırakacak şekilde kullanmak kanunlarca suç olarak ele alınır ve cezalandırılır.

………..

Konunun önemli noktalarından birine geldik gibi…

“Yalan söylemek.” Güvenli görünüp aldatmak. Maddi manevi çıkar sağlamak.

“Güvenilir gibi görünüp Güvenilmez olmak “

Güvendiği dağlara kar yağanların problemi nedir?

1. Güvenilir ile güvenilir görünen güvenilmez’lerin birbirinden ayırt edilmesi. Yada edilememesi….

Bunu beceremiyorsanız hayatınız sürekli sıkıntı ve ihanetler içinde geçer. Yüzü asık gezen insan topluluklarından biri olursunuz.

Bunu Becerenlerden biri iseniz hayatınız keyifli ve huzurlu geçer. Yüzü gülen azınlık topluluklarından biri olursunuz.

Bunlar şu anki varsayımlar…. Arada kalanlara ne olur ? diyenler de olur. Cevap basit belkide hep arada kalmaya devam ederler. Kimi zaman yüzleri güler kimi zaman asıkyüzle dolaşırlar. Belkide monoton olmadığı için çoğu kişinin bilerek tercihi de olabilir. Hayatları sıkıcı , monoton geçmez de denilebilir. Düşünebiliyor musunuz çevrenizde sürekli sırıtarak , gülümseyerek gezinen binerce insan…Yada sürekli mutsuz asık suratlı onbinlerce insan. Çekilmez diyenler çoğunlukta olabilir. Arada kalmak daha iyi diyenleri duyar gibiyim. Varsayım tabiki. Birşeyler duyduğumuz yok 🙂

2. Güven duyulması gerekenleri yazılı olarak belirleyip karşı taraftan onay alıp güvene ihanet edilmesi durumununda cezai şartların belirlenmesi…

Bunu yapamadığımız için arada bir güvendiğimiz dağlara kar yağacaktır…

Bundan kaçış yok.

Güvensizlik reçetelerine geldik… Bunu ayrı bir yazıda devam edelim.

Güvensizliğin reçeteleri 2

bu yazıyada ekler gelebilir…

Güven Nedir ?..

Güven giysileri nedir? Güvenirlilik nedir? ve diğer güven kavramlarını açıklamadan önce veya arada bir Güven nedir? ne değildir? e açıklamalar getirmekte fayda var.

“Güven” tam olarak nedir?

Bu soruyu çözümlemeye çalışalım. Genelleme yapıp tek bir cümlede Güveni anlatmak istersek ne diyebiliriz?

” Güven ; Çalışan sistemler arasındaki iletişim ve haberleşme kurallarıdır. ” Diyelim. Ve bu varsayımla yola çıkalım.

Güvenin anlamı; bizimle ilgili olmayan çevremizdeki insanlar, sistemler ve kurumlarla ilgilidir derken aslında kendimizle ilgisi de olduğu da ortaya çıkıyor. Kendimize duyduğumuz güven veya güvensizlikten yola çıkarsak güvenin kişisel anlamı da önemsenmeyecek kadar önemli olduğu anlaşılıyor.

Kişi nin kendisi ile ilgili , kişisel sistemlerimiz ile ilgili iletişim ve haberleşme kurallarımız, Güven kavramı ile yakınen ilgili görünüyor…

Güven i haberleşme ve iletişim kuralları olarak varsaydık şimdi alt detaylara göz atmaya başlayalım.Ve ana başlıkları yazmaya başlayalım.

” Güven ; Çalışan sistemler arasındaki iletişim ve haberleşme kurallarıdır

1.İnsanlarla insanların sosyal iletişimi kuralları

3.İnsanlarla insanların Kültürel iletişimi kuralları

4.İnsanlarla insanların Ekonomi , mali konulardaki iletişim kuralları

5.İnsanlarla kurumların, firmaların iletişimleri,

6.İnsanlarla müzik aletlerinin iletişim kuralları,

7.İnsanlarla makinaların iletişimi ve kuralları,

8.İnsanların bilgisayarlarla iletişimi ve kuralları

9.İnsanların iş arkadaşları ile iletişim ve kuralları

10.İnsanların diğer canlılarla iletişimi ve kuralları,

11.İnsanların ailesi ile iletişimi ve kuralları

12.İnsanla bilim arasındaki iletişim ve kuralları

13.İnsanla bilim arasındaki iletişim ve kuralları

14. İnsanla spor aktiviteleri arasındaki iletişim kuralları

bu günlük bu kadar

devamı gelecek….

Güven ve Güvenirlilik Giysileri yada Maskeleri Nasıl Çıkarılır ?..

Önce bir uyarı yapalım. Kendinizi sürekli kandıran…kandırılmaktan… hoşlanan.. biriyseniz bu yazıları sakın okumayın…Giysilerinizi yada maskelerinizi de sakın ola çıkarmayın. Bir daha aynı giysilerinizi / maskelerinizi giyemeyebilirsiniz takamayabilirsiniz…psikolojiniz bozulabilir….Kendinizi kandırmakta ustaysanız komik yazılar deyip geçmeniz de mümkün..

Yok ben kendimle,kendi gerçeklerimle/ gerçek de nedir? derseniz ayrı bir yazı ortaya çıkar / karşılaşmaya her an hazırım diyen biriyseniz devam edebilirsiniz…

Bugün bir değişiklik yapalım üzerimize giydiğimiz Güven ve Güvenirlilik giysilerini / Maskelerini çıkarıp Aynaya bakalım.

Şimdi Neler görüyorsunuz ?

aaaa….. bu ben miyim? Aynada bana benzeyen bu kişide kim ? Ben bunca sene buna mı güvenmişim :-)….

derseniz güven ve güvenirlilik giysilerinizi / maskenizi çıkarmışsınız demektir. Şimdi

“…ben kimim ?” yada ” kimim ben…” demenin vakti gelmiştir .

Kendimize de güven ve güvenirlilik Giysileri /maskeleri giyerek görünüyoruz.

Hayret bu mümkün mü ? Bunu bilmiyordum, ilk defa duydum diyenler olacağı gibi ….. doğru söylüyorsun kendimizi de güven ve güvenirliik konusunda da farklı algılıyoruz diyenlerde olacaktır.

Eskisi gibi aynada kendinizi görüyorsanız farklılık yok gibi ise kendinizi kandırıyorsunuz ( bu yazının içeriğine göre . kandırmada su götürür ucu açık bir kavram ) demektir. Güven ve güvenirlilik giyisileriniz /maskeleriniz / üzerinizde ve çıkarılmamış demektir.

Bu arada çevremizde yakınlarımızda çok güvendiğimiz kişilerin güven ve güvenirlilik giysilerini / Maskelerini de çıkaralım.

Çırıl çıplak ortada kaldılar değil mi ? ( çıkarabildiğinizi varsayalım)

Hah hah haaaa… bunların bu yüzleri komik miş… maskeleri / giysileri çıkınca o vakur ve güven timsali kişiler ne kadarda zavallı , boş, komik ve aciz gözüküyorlar dedikleriniz olacaktır…

Yada giysisiz / maskesiz yüzleri sizi korkutacak… nutkunuz tutulacak , afallayacaksınız…. biryerlere tutunmak zorunda kalacaksınız….Bunlar kimlermiş meğerse…nasıl güvenmişim bunlara diyeceksiniz… gerçek mi …hayal mi görüyorum duygularına kapılacaksınız….

Şimdi tanımadığınız insanlara mı bakıyorsunuz ? Bunca sene ben bunları bu şekilde görmemişim…bunlar da kim …bunlara mı güvenmişim… yazıklar olsun bana…. dediğiniz oluyorsa başarmışsınız onların giysilerini çıkarmayı…

Şimdi oyunda bir üst aşamaya geçtiniz demektir / hayat bir oyun değil miydi ?/ bu aşamada alıştığınız algılama kuralları tümü ile değişti…iki boyuttan üç boyuta geçmek gibi birşey…yada farklı bir ülkeye gitmiş gibi olmak da denilebilir… yeni kuralları öğrenmeye hazır olmanın vakti geldi…

Değişiklik yok ise aynı tanıdığınız kişileri görüyorsanız Güven ve güvenirlilik giysilerını/ maskelerini / çıkarma tekniklerini öğrenmenin vakti gelmiş demektir. Eğer hala buralarda iseniz ve merak ediyorsanız.

İyide yazması söylemesi kolay diyeceksiniz. Yada bazıları ben biliyorum bu giysileri çıkarmanın yöntemlerini diyecektir.

Vestiyer : Giysilerin geçici olara bırakıldığı yer.

Bir tiyatroya veya bir lokantaya veya benzeri bir mekana girerken üzerinizdeki dış giysileri girişteki vestiyere bırakırız. İçeriye özel giysilerimiz ile içeri gireriz. Dış giysilerimiz bizi dış mekanlarda maskeler görünmemzi istediğimiz görüntüleri sağlar.İç mekanlarda o mekana özgü giysiler o mekanın sosyo- kültürel ortamında bize istediğimiz imajı verecek şekilde izleyicileri programlar / şartlar/ görme algılarını değiştirir.

Bilmeyenler için bakalım biz tam olarak anlatabilecek miyiz bu giysilerin çıkarılmasını, çikarma tekniklerini….Yazdıkça göreceğiz bakalım nerelere gideceğiz…

Bazı mekanlara o mekanın kabul edeceği giysiler ile girilir. Bu açık ve net belirtilmiştir. Uymayanlar içeri alınmazlar.

Maskeli balolara maskesiz girilmez kuralı vardır.Kişiler görünmek istedikleri kimliklere girerler bu süre içinde.

Saat 24.00 de herkes maskelerini çıkarması kuralın gereğidir. 24 den sonra kim kimle dans ediyor yada kimin eli kimin cebinde , kim kimmiş ortaya çıkar. Tabi ki maske altında maske yok ise.

Güven ve güvenirlilik giysileri / maskeleri ortamlara, kişilere ve kurumlara göre farklı farklı tasarlanmıştır. Kişilerin her konuma , ortama ve kişiye özel güvenirlilik giyisileri/ maskeleri olabilir.

Bu giysiler kültürel, sosyolojik, sanatsal, ekonomik, güç ve benzeri konularda, akıl ve zeka oyunları ile değişiklik gösterebilir.

Kişisel güven ve güvenirlilik giysilerimizi/ maskelerimizi nasıl çıkarabiliriz ?

Konusu ile başlayalım.

İlk sorumularımızı soralım:

1. Güven Giysilerimiz ne demek?

2.Güvenirlik Giysilerimiz ne demek?

3. Güven maskelerimiz ne demek?

4. Neden bu giyisiler ve maskelere ihtiyaç duyuyoruz ?

5.Bu giyisilerle ne gibi avantajlar sağlıyoruz ?

6. İlk giyisilerimiz nelerdi ?

7. Çocukken ilk giysimizi ne zaman giymeye başladık ?

şimdilik bu kadar…

devamı gelecek….

Güvenilir olmadan ve güven duymadan da daha mutlu ve özgür yaşamak mümkün mü ?…

Yeni eklemeler yapıldı…

Mümkün olduğunu varsayalım

ve başlangıç olarak üzerimize giydiğimiz Güven ve Güvenirlilik giysilerini çıkaralım. Aynaya şimdi bakalım.

Şimdi Neler görüyoruz ?

Neler görüyorsunuz ? Bu ben miyim? Aynada bana benzeyen bu kişide kim… derseniz güven ve güvenirlilik giysilerinizi çıkarmışsınız demektir.

Eskisi gibi aynada kendinizi görüyorsanız kendinizi kandırıyorsunuz demektir. Güven ve güvenirlilik giyisileriniz üzerinizde demektir.

Çevremizde çok güvendiğimiz kişilerin güven ve güvenirlilik giyisilerini de çıkaralım. Çırıl çıplak ortada kaldılar değil mi? Şimdi tanımadığınız insanlara mı bakıyorsunuz ? Bunca sene bunlara mı güvenmişim… yazıklar olsun bana…. dediğiniz oluyorsa başarmışsınız giysilerini çıkarmayı.

Değişiklik yok ise Güven ve güvenirlilik giyisilarını çıkarma tekniklerini öğrenmenin vakti gelmiş demektir.

İyide yazması söylemesi kolay diyeceksiniz. Yada bazıları ben biliyorum bu giysileri çıkarmanın yöntemlerini diyecektir.

Bilmeyenler için bakalım biz tam olarak anlatabilecek miyiz bu giysilerin çıkarılmasını, çikarma tekniklerini….Yazdıkça göreceğiz bakalım nerelere gideceğiz…

İlk sorumuzu soralım:

1. Güven Giysileri ne demek?

Güvenin anlamı; bizimle ilgili olmayan çevremizdeki insanlar, sistemler ve kurumlarla ilgilidir derken aslında kendimizle ilgisi de olduğu da ortaya çıkıyor. Kendimize duyduğumuz güven veya güvensizikden yola çıkarsak güvenin kişisel anlamda önemsenmeyecek kadar önemli olduğu anlaşılıyor.

Güven giysilerine gelmeden önce Güven tam olarak nedir? bunu çözümlememizde fayda var.

Güven nedir ?

Güveni genel her konuyu kapsayacak şekilde açıklayacak bir ifade bulalım.

Güven ; Çalışan sistemler arasındaki iletişim ve haberleşme kurallarıdır. ” Diyelim. Bu varsayımla yola çıkalım.

Çalışan sistemler nelerdir?

1. Kişi nin kendisi ile ilgili , kişisel sistemlerimiz ile ilgili iletişim ve haberleşme kurallarımız,

2. İnsanlarla insanların sosyal iletişimi,

3.İnsanlarla insanların Kültürel iletişimi,

4.İnsanlarla insanların Ekonomi , mali konulardaki iletişimleri,

5.İnsanlarla kurumların, firmaların iletişimleri,

6. İnsanlarla müzik aletlerinin iletişim kuralları,

7.İnsanlarla makinaların iletişimi ve kuralları,

8.İnsanların bilgisayarlarla iletişimi ve kuralları

9. İnsanların iş arkadaşları ile iletişim ve kuralları

10.İnsanların diğer canlılarla iletişimi ve kuralları,

11. İnsanların ailesi ile iletişimi ve kuralları

12. İnsanla bilim arasındaki iletişim ve kuralları

Devamını “Güven nedir ? “başlığında ki yazıyla devam ediyoruz.

2.Güvenirlik Giysileri ne demek?

Güvenirlilik

…………………………………………………………………………………………………………

Güveni sarsma ve yoketme teknikleri : Daha sonra bu tekniklere öneriler getireceğiz.

Güven sağlamak , güvenilir biri olmak, güvene dayalı arkadaşlıklar kurmak ve aynı değerleri bulacağımız kişileri aramak ne kadar zordur hepimiz biliriz.

Güvenin tüm gereklerini yerine getirirsiniz ve bulduğunuzu zannettiğiniz tam güvendiğim dediğiniz kişi ve kişiler sizin güvenilir olma kapınızdan girip güvenirlilik maskesi ile gizli amaçlarını gerçekleştirmek için tüm açıklarınızı öğrenir ve beklemediğiniz bir zaman diliminde , en acımasız şekilde alehinize kullanırlar.

Onların güvenilir olmadıklarını anladığınızda çok geç kalmış ve artık kaybeden olmuşsunuzdur.

Güvendiğiniz kişilere kızdığınızdan daha çok ben neden bu kadar güvendim ve önemli açıklar / kozlar verdim der kendinize kızar mutsuz ve perişan olursunuz.

Tarihte bu konuya örnek olacak çok olay var. Bunlardan biri ;

“Sen de mi Brütüs ? ”

“……Brütüs, Roma’nın ünlü imparatoru Sezar’ın evlatlığıdır… Brütüs Sezar’a karşı çıkanlarla birlikte olur ve onu ortadan kaldırmak için suikast planları yapılır. O gün senatoya ayak basan imparator, tüm senato üyelerinin hançer darbelerine maruz kalır.

Son hançer darbesini ise Brütüs vurur… Bunu gören Sezar,

“Et tu Brütüs” / “Sen de mi Brütüs” der…. ”

Sezar’ın evlatlığına güvendeki hatası ve Brütüs’ün güvenirlilik giysisindeki başarısı Sezara ve tüm Romaya pahalıya mal olmuştur….” Sezarın bu olaydan ders alması mümün olmamıştır ama roma halkı ve dünya bu olaydan önemli dersler çıkarmıştır. Veya zayıf ihtimalde çıkardığı zannedilmektedir. Tabiki bu hikayeyi bilmeyenlerin başka hikayelerden ders alması da mümkün….

Halkın özdeyişlerini arada bir dikkate almakta fayda olduğunu unuturuz.

“…sırrını söyleme dostuna …o da söyler dostuna …saman teperler postuna….”

İyi de dost bildiğimize de mi güvenemeyeceğiz ?

Gerçek dost kimdir?

Daha doğrusu Dost nedir?

Neden bir dosta ihtiyaç duymamız gerekiyor? Bu bilgiyi kimler bize aşıladı ?

Özellikleri nelerdir?

Ne kadar güvenilirdir?

Dostun dostları kimlerdir?

Onlar bizim için ne kadar güvenlidir?

Bu deneyimleri 2 yaşından beri onlarca yüzlerce kere yaşamışızdır. Yinede güvenilir olmanın, güvenli arkadaşlıklar kurmaktan, yada aramaktan vazgeçmeyiz.

Yaşam Tecrübeleri hayatta yaşadığımız ihanetlerin toplamı ile bağlantılıdır diyenler olur. Bu ihanetlerin temel ham maddesi: Güven , Güvensizliktir ve Güvenin çıkarlar için kullanılmasıdır.

Genelde değişik kültürlerde güven ve güvensizlikle ilgili halk tabirleri vardır .

“…hayatta en çok babama güvenirdim. onu annemle sevişirken yakaladım…”

Genelde nasıl güvenli insan olunacağı konusunda çok şeyler söylenir, anlatılır.

Biz bu defa güvenilir olmaktan, güven vermekten sıkılmış , ve güvendiği dağlara kar yağmış kişilere önerilerde bulunalım ve onlara güvensizliğin reçetelerini verelim.

Umarız bu reçeteler ile

Hayatlarını sıkan, onları huzursuz eden, aşırı sorumluluklar yükleyen “aşırı güvenli biri olma” , güvenecek birilerini aramaktan yorulmuşları sıkıntılarından kurtulurlar.

Belkide bu onları daha özgür ve mutlu da yapabilir. Güvensiz olarakta yaşamanın mümkün olduğunu gösterir.

Güvenilir değilseniz, kimseyede güven verme , kimseden de güven bekleme gibi istekleriniz olmaz.

Dolayısı ile güven ve güvensizlikle ilgili ne kimse sizi nede siz kimseyi üzemezsiniz. Mutsuz edilemezsiniz, mutsuz edemezsiniz.

Dolayısı ile hayatınızda güvenin, güvensizliğin üzerinizde baskı kurması, sizi kullanması, mutsuz etmesi olanağı kalmamış olur.

Güvenilir olmama Güvensizliğin ayrıcalığını yaşamak için faydalı reçeteler : Devamı gelecek…

Bu reçetenin uygulanması olası sonucunda; ileride size kazık atabilecek anlamda arkadaşınız kalmayacak, gelecekte düşmanınız olacak dostum diyeceğiniz kişiler olmayacak, sizi her an yüz üstü bırakacak güvenebileceğiniz kimse kalmayacak, Aile içinde sizi güven duyguları ile sömürecek güvenilir gibi görünen kimse kalmayacak,

iş hayatınızda güvenilir kişi olmadığınız için kimsenin sizi güven duyguları ile kandırma olanağı olmaz.

Bir süre sonra güvene dayanan işinizi de kaybedebilmeyi göze almanız gerekir.

Güveni kendi çıkarları için kullanan işyeri sahipleri için kandırılmayacak biri olmanız kabul edilmez. Size hemen bir güvenilmez damgası vurup işinize son verirler. Güven e dayalı çalıştırdıkları işçilerin uyanmasını önlemek için.

Bu arada güvenirlilik üzerine dayalı iş yerlerinin sıkıntılı,duygusal ve maddi anlamda sömürücü , aldatıcı ortamından kurtulur.

Güvene dayanmayan bilimsel çalışan işyerlerinin ortamına geçmenin keyfini yaşarsınız.

Böyle işyerleri bilimsel değerlere göre çalışırlar. Sizden beklentileri açık ve nettir. Siz bu beklentileri karşılayacak beceri ve bilgiye sahipseniz işe alınırsınız. İşyerinin beklentilerini karşıladığınız sürece orada çalışırsınız.

Bu tür işyerlerinde kimsenin sizden “iş yerimize güven biz de sana güvenelim” gibi beklentileri olmaz. İş ve işveren arasında “ bize güven bugünlük bu kadar verebiliyoruz ileride daha fazla vereceğiz. Biz sana güveniyoruz. Güvenimizi boşa çıkarırsan gelecekte vadettiklerimizi vermeyiz” . Gibi duygusal güven tehtitleri ile karşılaşmazsınız. Dolayısı ile stres altında kalmazsınız.

Arkadaşlar daha net açık beklentiler ile seçildiği için gerçek değerlerle ilişkiler oluşur. Güven daha net gerçekçi temellere dayanır. Kimse kimsenin sırlarını ve özel hayatlarını (ileride aleylerinde kullanmak için ) öğrenmeye çalışmaz.

“bana güven tüm sırlarını benimle paylaş ” gibi gerekçeler de olmaz.

Güven nedir?

Güven farklı alanlarda farklı anlamlar içerebilir.

Bir çocuğun annesine babasına duyduğu güvenin anlamı başka, Annenin yada babanın çocuklarına duyduğu güven beklentisi farklı, iki yeni sevgilinin birbirlerine güvenden duyduğu beklentisi farklı , bir bankanın müşterisinden beklediği güven farklı, dostum dediğiniz kişilerle aranızdaki güven başka anlamlar içerir. Bir işveren in çalışanlardan beklediği güven ve çalışanın işyeri sahibi ve yöneticilerden beklediği güvenler farklı anlamlar içerir.

Güvenin tek bir anlamını söylemek mümkün olmayabilir.

Güven ; beklentiler sözleşmesi gibi anlamlar da içerir. Güven bir tarafın diğer taraftan beklentilerinin genel adıdır da diyebiliriz. Kişisel ilişkilerde kişiden kişiye değişen detaylar içerir. Genelde güven veren ile güven duyan arasında net bir ortak anlam da içermez.

Kişisel ilişkilerde Güven veren olduğunuzda farkına varmadan vermeyi düşünmediğiniz bir sürü sözü/güveni vermiş gibi algılandığınız çok olur. Çoğu zaman farkında bile olmazsınız. Karşı tarafın aklınızdan geçenleri okuduğunu zannedersiniz. Aslında gerçekte böyle birşey yoktur. Kişiler güven duygularını yada içeriklerini kendi kafalarında oluşturur ve bunu paylaşmayıda akıl etmezler yada onun düşüncesi de aynı olduğu varsayımı ile gerek olmadığını düşünürler.

Güvenilir olma nedir?

Bu kavramda çok esnektir. Bazıları için çok güvenilir biri olmanın diğer kişiler için bir garanti değildir. Bazıları da sizi güvenilir olmayan olarak niteleyebilir. Yakın bir arkadaşınız,sevgiliniz için güvenilir biri olursunuz ama bir kurum , firma için veya kendi ailenizde güvenilir biri olmayabilirsiniz.

Sosyal Güvenilirlik, Bilimsel güvenirlilik, Duygusal güvenirlilik, Psikolojik Güvenirlilik ……. farklı anlamlar içerir.

Güvenilir tescili alacak yada verecek bir jüri veya kurum var mıdır?

devamı gelecek diyelim…

bugünük bu kadar.

Zaman sınırı konulmuş işler neden Hızlı bitirilir ?

İyi de bu konunun Faydalı Reçeteler le ilgisi nedir ? Neden bu başlığı açıp boş yere zamanımızı harcayacaksın da diyenler olacaktır. Bize ne faydası var bu konunun?

İşleri hızlı bitirmenin reçetelerinden biri olabileceği düşüncesi ile yazmaya başladık. Bakalım sonuç nereye doğru gidecek.

Değişmez /şimdilik / kanunumuz ;

” Zaman sınırlaması konulmuş bir iş daima hızlı bitirilir. ”

Diğer bir deyişle zamanı sınırlanmış işler nedense zamanında veya tam zamanında bitirilir. Bunu çoğumuz biliriz . Ustalar, uzmanlar, akıllı insanlar genelde bu öneriyi sıkça yaparlar. Kurumlarda, fabrikalarda, iş yerlerinde hatta ev işlerinde bu kural tıkır tıkır çalışır. Onlarca, yüzlerce, yüzbinlerce iş bu kural sayesinde sonuçlanır.

Şahit olduğumuz deneyimler ve izlenimlerden dolayı gizli bir kanun gibi çalıştığına inandığımız bu sistem neden başarılı olur?

Zaman sınırlaması olupta zamanında bitirilmeyen işler yok mudur?

Bu sistem gerçekten başarılı mıdır?

Bu bir sistem ise çalışma mekanizması nasıl kurulmuştur. Kim yada kimler kurmuştur.

Yöneticiler, Uzmanlar, Planlamacılar , Ev Hanımları ve çoğumuz bu yöntemin işe yaradığını görmüşüzdür ve kesinlikle doğru deriz ve hemen ekleriz “İşinin çabuk ve zamanında bitmesini istiyorsan bitiş süresini kesinleştirmelisin /sınırlamalısın”

Bu kanunun tersi ne olur dersek;

İşlerinin zamanında bitmesini istemiyorsan…

Başlangıç ve Bitiş sürelerini belirsiz tutmalısın.

Burada demek istenilen yapılacak işin zamanla bağlantısını koparın .

İfadeyi düzeltirsek ” İşin bitmesini istemiyorsan işin zamanla bağlantısını kopar.” Zamanla bağlantısı kopan bir işin bitmesi için gerekçesi de kalmamış olur. İş yapıcıların zamanları sınırlı olduğu için uğraşılarını zamanı belirlenmiş işlere ayıracakları için zamandan kopmuş işleri de yok sayacak ilgilenmeyecekler. Sonuçta zamana bağlantıları kurulmamış bu işler kağıt üstünde yada hafızada fikir, tasarı olarak kalacaktır. Bir süre sonrada unutulup önemlerini yitirecektir. Eski bir hayal ve istek olarak arada bir hatırlayıp neden gerçekleşmediğini sorup duracağız.

“Zaman sınırlamaları bilimsel, mantıklı ve adil oldukları sürece iyi sonuç verirler.”

İşe bitiş süresi koymanın en büyük sorunlarından biride ;

Gerçekçi olmayan zaman tahminleridir.

Bu tuzağa düşmemek yada doğru zaman tahminleri nasıl yapabiliriz?

Yapacağımız iş diyelim 4 faaliyetten oluşuyor olsun. 4 faaliyetin her birinin bitiş süreleri farklıdır. 4 faaliyetin bitiş sürelerini tek tek hesap edip belirleyelim. Sonra bu 4 faaliyetin zamanlarını toplayıp işin bitirilme süresini belirleyelim.

1. faaliyet 2 saat,

2. faaliyet 1 saat,

3. faaliyet 4 saat,

4. faaliyet 10 saat

de bitirmek mümkün ise işin tamamının bitirilme süresi herşey düzgün giderse toplam 17 saatte bitecektir. Buna ek olarak çıkabilecek aksaklıklar nedeniyle kaybedilecek zaman yedeği olarak faaliyet konularını inceleyip 3 saat koyarsak genel toplamda bu işi biz 20 saatte bitirebiliriz diyebiliriz.

İşin yada işlerin bitiş süresini belirledik diyelim. Bitiş zamanını belirledik. “Artık birşey yapmamıza gerek yok kanuna göre işlerimiz kendiliğinden tam zamanında bitecek…” hayaline kapılmak doğru değil.

İşler; onlarca, yüzlerce hatta binlerce detay faaliyetlerden meydana geliyor. Bu bir akşam sofrasının tam zamanında hazırlanması olabilir. Bir fabrikada yeni bir tasarımın üretime alınması veya marsa gönderilecek bir geminin hazırlanmasıda olabilir.

Bir akşam sofrası için yapılacak tüm faaliyetleri aklımızdan planlayıp gerçekleştirebiliriz. Bu iş yüzlerce alt faaliyetleri kapsayınca akıldan bu işleri planlamak mümkün değil. Üstelik karmaşık faaliyetlerin zamanları da sürekli değişken ise. Bu tür karmaşık işlerin tam zamanında ve doğru bitirilmesi için bilimsel yöntemler geliştirilmiş. Bunlardan en önemlilerinden biri yada en çok tercih edileni “PERT “tir. Pert ; Başlangıç süresi ve bitiş süresi kesin belirlenmiş ama detay faaliyetlerin süreleri sürekli değişken ve kesin olmayan projelerde başalılı sonuçlar veren bir proje ve zaman yönetim sistemidir.

PERT Eğer faaliyetlerin süreleri kesin olarak bilinmiyorsa proje için belirlenmiş bir teslim zamanında bitirme olasılığını bulmak için Program Değerlendirme ve Gözden Geçirme Tekniği PERT yöntemi kullanılabilir.

Program Evaluation and Review Technique (PERT) .

PERT sistemi 1950lerin sonlarında Polaris füzesinin geliştirilmesinde çalışan danışmanlarca geliştirilmiştir.

şimdilik bu kadar……..

devamı gelecek….